Aremas Strateji ve Geliştirme Müdürü Şeyma Öztaş ile Eylül sayımızda şehir içi karma projeleri, geleceğini ve içerisinde bulunan AVM’lerin ne yönde evrildiğini konuştuk.
Şehir içi karma projeler günümüzde oldukça ön planda ve tercih oranları yüksek projeler. Bu projelerdeki konseptler de fazlasıyla önem taşımakta. Aremas olarak bu konu doğrultusunda yatırımcılarınıza önerileriniz nelerdir, sizler çalışmalarınızda hangi noktalara dikkat etmektesiniz?
Karma projeleri maalesef ki istediğiniz zaman istediğiniz yere inşa edemiyorsunuz. Öncelikle imar durumunun birden fazla fonksiyonu o noktada inşa etmenize izin veriyor olması gerekiyor. Projenin bulunduğu bölgenin trendlerine, hedef kitlesine, bu hedef kitlenin yaşam biçimine, talep ve beklentilerine bakmak önem arz ediyor. Aremas olarak; bu tarz karma projeleri konsept içerisinde ve her lokasyon özelinde ayrı ayrı değerlendiriyor ve çok hassas davranıyoruz. Bulunduğumuz projelerde her bir bölümün karmasını özenle çalışıyoruz. Bu projelerde yeme-içme fonksiyonları, deneyim alanları, sosyal donatılardan otopark alanlarına, güvenlik noktalarına, hatta işletme senaryosuna kadar hepsi bir bütün. Durum böyle olunca her birini ayrı ayrı düşünme zorunluluğu gerekiyor. Konsepti bir bütün olarak değerlendirdiğimizde ve tüm bu fonksiyonların birbirini besleyeceğini öngördüğümüz durumlarda geliştiricilere önerilerimizi sunuyoruz.
Aremas olarak şehir içi karma projelerin geleceği hakkındaki öngörüleriniz nelerdir?
Değişen tüketici alışkanlıkları doğrultusunda, Türkiye’de karma projeler 2010-2020 yılları arasında talep görmeye başladı. O dönemlere kıyasla bu dönem çalıştığımız projelerde, özellikle AVM ve perakende alanlarının; açık alanlar, teras alanları ve cadde AVM’si diye tabir ettiğimiz daha geçirgen ve şeffaf mekânların olduğu mimari formlara ve deneyim odaklı karmalara dönüştüğünü görüyoruz. Kamu otoriteleri en ufak bir karar değişikliği ile bu tip projelerin sayısını ve/ veya yoğunlaştıkları bölgeleri değiştirebilir. Fakat ben her dönem için karma projelerin belli oranlarda ve yine merkezi lokasyonlarda var olacağını düşünüyorum. Bunun da sebebi, bizler kültür olarak mahalle kültürünü seven, ihtiyaçlarımıza belli bir alan sınırları içerisinde kolaylıkla erişmeyi isteyen, aynı zamanda bu mekanlarda sosyalleşen bir toplumuz. Karma projeler de bu bağlamda yeni nesil bir mahalle gibi hareket ediyor diyebiliriz. İlerleyen dönemlerde değişen mimari formlar ve yenilikçi uygulamalarla birlikte bu projeler var olmaya devam edecektir.
Konu bağlamında bu tür projelerin toplum ve çevre için katkıları sizce nelerdir, özellikle proje sakinleri için olmazsa olmazlar nedir?
Karma projeler bünyelerinde ofis, konut, otel ve AVM gibi birçok fonksiyonu bir arada bulunduran büyük sermayeli projelerdir. Dolayısıyla geliştirilen projenin hedef kitlesi özelinde öncelikler ve olmazsa olmaz dediğimiz nitelikler değişkenlik gösterecektir. Deneyimlerimizden hareketle şunu söyleyebilirim ki tüm projelerde ortak olan en önemli unsur ulaşılabilir olması. Bir arada bulunan bu farklı fonksiyonların birbiri ile ilişkisi, mekanlar arasındaki geçişler, kullanım kolaylığı ve bununla birlikte güvenliğin sağlanabiliyor olması projenin en başında, mimari çözümler yapılırken çok hassas bir şekilde çalışılması gereken noktalar.